Lokum, musakka ve Noel Baba’nın memleketine hoş geldiniz! Nereden mi bahsediyorum? Tabii ki Türkiye’den! Türkiye’yi pek çok heyecan verici şeyle karşılaşacaksınız. İşte bunlardan bazıları…

Ren geyikleri ve Elf’leriyle Kuzey Kutup Dairesi’nin soğuğunda yaşadığı düşünülen Noel Baba aslında güneşli güneyden geliyor. Türkiye’de Demre olarak bilinen Myra’da piskoposluk yapan Aziz Nikolas, 343 yılının 6 Aralık günü aynı yerde öldü.

Kat kat değil hepsi bir arada

Şimdi de biraz mutfaktan söz edelim. Türkiye çok zengin bir mutfağa sahiptir. Her ne kadar musakka Yunan yemeği olarak bilinse de aslında kökeni Türkiye’dir. Türk usulü musakka kat kat hazırlanmaz. Patlıcan, yeşilbiber, domates, soğan ve kıymanın tavada kısa süreliğine kızartılıp pilav ve yoğurtla servis edilir. Kesinlikle denemelisiniz! Zeytinyağlıları seviyorsanız yaprak sarma, zeytinyağlı fasulye, imam bayıldı, enginar dolmasını da denemenizi öneririz.

Türkiye’nin tatlıları denildiğinde akla ilk olarak baklava gelse de sütlü tatlıları da bir hayli meşhurdur. Bunlardan biri olan tavukgöğsü, pişmiş tavuk, süt ve şekerin tarçınla karıştırılmasıyla yapılan popüler bir tatlı… Haşlanan tavuk eti tel tel ayrılıp, koyu muhallebi kıvamına gelene kadar diğer malzemelerle karıştırılmasıyla hazırlanıyor.

Zengin çeşitlilik: popüler Türk Lokumu şekeri. Fotoğraf: Freepik.

Dünyanın en eski şekerlemesi

Dünyanın en eski şekerlemesi olan Türk lokumunu sakın es geçmeyin! Nişasta ve şekerden yapılan jölenin içine ince doğranmış hurma, Antep fıstığı ve fındık ya da ceviz konuyor. Daha sonra tamamı gülsuyu, damla sakızı, bergamot-portakal, limon, tarçın veya nane gibi aromalarla rafine edilerek üzerine pudra şekeri, Hindistan cevizi veya toz tartar ekleniyor. Bu özel lezzet, hâlâ İstanbul Kapalıçarşı’da dükkânı olan Hacı Bekir tarafından bulundu. Bir diğer denemeniz gereken lezzet akide şekeri…  Tarihi Osmanlı sarayına kadar uzanan akide şekeri, özellikle bayramlarda misafirlere ikram edilen lezzetlerin başında geliyor. Onlarca çeşidi bulunan akidenin tarçınlı, güllü, portakallı, limonlu ve sakızlı çeşitleri de yine Hacı Bekir’in icadı…

Lokum ve akide şekerinin yanında bir Türk kahvesi iyi gider. Kokusu, köpüğü ve pişirme tekniğiyle alıştığınız kahvelerden çok farklı olan Türk kahvesi, sade, orta şekerli ya da şekerli olarak içiliyor. Bunun yanında yerli halkın çok sevdiği diğer içecek de demli bir bardak çaydır. Öyle ki günde herkes en az bir bardak içer! Burada da kimse ekmeksiz kalmak istemez. Her bir kişi yılda kendi vücut ağırlığının üç katı kadar ekmek tüketiyor.

Kapalıçarşı’nın içinden çıkılmaz labirentinde neredeyse her şeyi bulabilirsiniz. Fotoğraf: Freepik.

Bu arada, Türk Lokumunun fındığı doğrudan Türkiye’de üretiliyor. Başka hiçbir ülkede bu miktarda üretilmiyor. Yüksek magnezyum, E vitamini ve sağlıklı yağ içeriği ile bu kuruyemiş, yol molalarınız için de harika bir atıştırmalıktır.

Türk mutfağının vazgeçilmezi olan zeytinyağı da son derece sağlıklıdır. Ayrıca Türk milli sporu yağlı güreşte de önemli bir rol oynuyor. Rakipler maçtan önce tepeden tırnağa bu yağa bulanırlar.

İki kıtaya yayılan şehir

Türkiye turunuzda yolunuz İstanbul’a düşerse şanslısınız. Roma ve Bamberg gibi iki kıtada yedi tepe üzerine kurulan şehir, camileri, kiliseleri ve saraylarıyla büyüleyicidir. Boğaz manzarası da bir o kadar nefes kesicidir. Şehirde keşfedilecek o kadar çok şey var ki… Sultanahmet Camii, Ayasofya, Sultanahmet Meydanı, Topkapı Sarayı mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında geliyor. Birbirinden canlı 61 sokaktan oluşan bir labirentte 3.000’in üzerinde mağazası ile Kapalıçarşı da sizi bekliyor!

Kaç yaşındasınız? 32? Daha mı fazla? O halde alışılmadık derecede genç olan Türkiye’de neredeyse ıskartaya çıkacak kadar yaşlısınız. Bu ülkede yaş ortalaması 31 ve nüfusun sadece yüzde dokuzu 60 yaşın üzerinde.

Türkiye’de ne yapıyordunuz? Bir fincan kahve içip, lokumları tattınız mı? Bize yaşadıklarınızı anlatın!